Rauf Orbay kimdir?

Rauf Orbay

Rauf Orbay; asker, siyasetçi.

Tam adı Hüseyin Rauf Orbay’dır.

27 Temmu 1881 yılında İstanbul’da doğmuş, 16 Temmuz 1964 yılında İstanbul’da hayatını kaybetmiştir.

Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde, Kurtuluş Savaşı sürecinde ve Türkiye Cumhuriyeti döneminde önemli görevler yapmıştır.

Rauf Orbay’a, Trablusgar ve Balkan Savaşları’ndaki başarılı dolayısıyla “Hamidiye Kahramanı” denmiştir.

Osmanlı’da “Bahriye Nazırı” olarak görev almıştır. Hükümet adına Mondros Mütarekesi’ni imzalayan kişidir.

Rauf Orbay, Kurtuluş Savaşı döneminde (12 Temmuz 1922 – 4 Ağustos 1923) Türkiye başkanvekilliği görevini yürüttü. Türkiye’nin üçüncü başbakanıdır. (Öncekiler, Mustafa Kemal Paşa ve Fevzi Paşa’dır)

Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın kurucuları arasında yer almaktadır.

İzmir Suikastı davası neticesinde 10 yıl ceza almıştır. 1936 yılında siyasete geri dönmüş; Kastamonu milletvekili ve Londra Büyükelçiliği yapmıştır.

Rauf Orbay’ın Hayatı

Babası Ahbaz Ahbaz kökenli Mehmet Muzaffer Paşa, annesi ise Hayriye Rüveyde Hanım’dır. Rauf Orbay’ın, 1 erkek ve 3 kız kardeşi bulunmaktadır.

İstanbul’un Cibali semtinde doğan Rauf Orbay, Trablus Askeri Rüştiyesi’nde ortaöğrenimini tamamlamıştır. Heybeliada Bahriye Okulu’ndan mezun olarak deniz kuvvetlerine katılmıştır.

Rauf Orbay’ın Askeri Kariyeri

Güverte mühendisi olarak askeri kariyerine başlayan Rauf Orbay; 1901’de üstteğmen, 1904’te yüzbaşı olmuştur.  Aynı yıl Mesudiye zırhlısına atanmıştır.

1905 yılından 1911 yılına kadar ABD, Birleşik Krallık ve Almanya’da gemi inşa tezgâhlarını inceleme ve gemi satın alma gibi görevlerde bulunmuştur.

1907’de kıdemli yüzbaşı rütbesine yükseldi. Harekat Ordusu’nun 31 Ayaklanması’nı bastırması adına yürüttüğü faaliyetlerde yer aldı. Bu süreçte Mustafa Kemal ve İsmet Bey ile tanışmıştır.

25 Mayıs 1909 yılında Hamidiye Gemisi komutanı olan Rauf Orbay, Arnavutluk Ayaklanması’nın bastırılmasına katkı sağladı. Balkan Savaşları sırasında Hamidiye kruvazöründe süvari olarak görev yapmaktaydı.

Hamidiye Harekatı

Birinci Balkan Savaşı esnasında Yunan donanması, Çabakkale’yi abluka altına almışsa da, Rauf Bey önderliğindeki Hamidiye, buradan kaçmayı başarmış ve Akdeniz’e açılmıştı. Tarihin ilk korsan kruvazör harekâtını gerçekleştirerek kayıtlara geçmiştir. Hamidiye, Çanakkale’deki Yunan baskısını kırmayı başarmıştır.  Yaşanan gelişmeler sonrası Rauf Orbay, “Hamidiye Kahramanı” olarak tanınmıştır.

2 Temmuz 1913’te binbaşılığa terfi eden Rauf Orbay, aynı yılın sonuna kadar Hamidiye kruvazöründeki komutlanlık görevini de sürdürmüştür.

Birinci Dünya Savaşı

Osmanlı’ya bağlı Teşkilat-ı Mahsusa’da görev almış, İran ve Irak’ta bulunmuştur. Kerkük’te olduğu sırada yarbaylığa terfi etmiştir. Daha sonra Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı olarak atanmıştır ve İstanbul’a dönmüştür. Kalyon kaptanlığına (albay) terfi etmiştir.

Birinci Dünyası Savaşı süresince Deniz Kurmay Başkanı görevini icra etmiştir.

Bahriye Nazırlığı Görevi

Savaş kaybedilmiş ve İttihat ve Terakki hükümeti istifa etmişti. Raur Orbay, Ahmet İzzet Paşa kabinesinde “Bahriye Nazırı” olarak görevlendirilmişti.

Osmanlı’nın çöküşünü belgeleştiren Modros Mütakeresi’ni imzalamak durumunda kalmıştır. “Bahriye Nazırlığı” son görevi olmuştur.

Rauf Orbay’ın Milli Mücadeleye Katılma Süreci

Mustafa Kemal Paşa önderliğindeki milli mücadeleye katılmak adına 8 Haziran 1919 yılında Ankara’ya gitti. Uradan Ali Fuat Paşa ile birlikte Amasya’ya giderek 22 Haziran 1919 yılında Amasya Genelgesi’ni imzalamıştırlar.

Felah’ı Vatan grubunun kuruluşuna öncülük eden Rauf Orbay, İngilizlerin meclisi basması sonrası 1920 yılında Malta’ya sürgüne gönderilmiş ve burada 20 ay tutuklu kalmıştır. İnebolu’da Binbaşı Rawlinson ile mübadele edilmiş ve yurda dönmüştür. Sivas Milletvekili sıfatıyla TBMM’de yer almıştır.

Başvekillik Görevi

21 Kasım 1921 – 14 Ocak 1922 Bayındırlık Bakanlığı ve Meclis İkinci Başkanlığı görevlerinde bulunmuştur.

Fevzi Paşa’nın katkı ve isteğiyle 12 Temmuz 1922 yılından 4 Ağustos 123 yılına kadar TBMM İcra Vekilleri Heyeti Başkanlığı görevini icra etmiştir.

Rauf Orbay, Lozan Görüşmeleri’nde hükümet kararlarının dışına çıkması nedeniyle İsmet Paşa’ya  sözleşmeyi imzalama yetkisini vermemiş ve ikilinin arası açılmıştır. Bunun üzerine Mustafa Kemal, İsmet Paşa’ya gerekli yetkileri sunmuştur. Lozan Anlaşması imzalanınca Rauf Bey Başbakanlık görevinden istifa etmiştir.

Rauf Orbay’ın İzmir Suikastı Davası

Halk Fırkası’ndan bağımsız bir politika takip eden Rauf Orbay, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nin kurulması sonrası muhalefetini burada sürdürdü.

Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası 3 Haziran 1925’te kapatıldı ve yönetici kadrosu İzmir Suikastı ile ilgili olarak yargılanmıştır. Yargılamalar sırasında tedavi amacıyla Viyana’da bulunan Rauf Bey için mahkeme; on yıl kalebentliğe, mallarının haczine ve medeni haklardan mahrum edilmesine karar vermiştir. Rauf Bey, hakkındaki suçlamaları kesin bir dille reddetmiştir.

1933 yılındaki af kanundan yararlanmayı reddetmiş ve suçsuz olduğunu bir kez daha dile getirmiştir. Eniştesi 1935 yılında vefaet etmiş, ailesinin de ısrarıyla Türkiye’ye dönmüştür.

1939 yılında politikaya geri dönmüş ve altıncı dönemde Kastamonu’dan milletvekili seçilmiştir.

Zaman aşımı neticesinde ele alınmayan sürgün mahkumiyeti kararının haksız olduğunu tescil ettirmek adına, 12 Aralık 1940 yılında Millî Müdafaa Vekaleti aleyhinde dava açmış ve Askeri Temyiz Mahkemesi bunu tescil etmiştir.

1942 yılında Londra Büyükelçisi olarak görevlendirilmiş ve milletvekiliğinden istifa etmiştir. 1944 yılında da büyükelçilik görevinden ayrılmıştır.

1949 yılında İstanbul’dan bağımsız milletvekili adayı olsa da seçilemiş, hayatının kalan kısmını üniversitelerde dersler ve konferanslar vererek geçirmiştir.

1964 yılında İstanbul’da geçirdiği kalp krizi neticesinde hayata veda etmiş ve Erenköy’deki Sahrayıcedid Mezarlığı’na defnedilmiştir.